23 Şubat 2012 Perşembe



















SONER ÇAKMAK, RESSAM
21 Şubat 2012



Soner Çakmak, Sembolizm’i ve Romantizm’i benimsemiş bir ressam.  Bu nedenle, resimlerinde, metafor çeşitlerini (Synecdoche, Metonymy), insanileştirme sanatını (hayvanlara, bitkilere, ve diğer varlıklara insani özellikler yüklenmesi) sık sık kullanarak izleyiciyle iletişime girmeyi amaçlıyor, ve bunu başarıyor.  24 Şubat---30 Mart 2012 sırasında Artium Sanat Galerisi’nde sergilenecek olan “Kış Yolcusu” adlı resim sergisinde yine aynı sanat ekollerinin gereklerini ustalıkla kullandığını gösteren 35 yağlıboya tablosu yer alıyor.  Bu tabloların çoğunda, yaşam mücadelesinin güçlüğünü, yaşamın getirebileceği yalnızlık ve umutsuzluk duygularını, çeşitli nedenlerle yaşadığımız sıkıntıları, korkuları görüntülemiş; başlıca metafor aracı olarak da, kalıcı olması nedeniyle artık buz tutmaya başlamış olan ve yeryüzünü sanki amansız ve aralıksız bir katman gibi kaplamış olan “kar örtüsünü” ve ufuklara kadar yerleşmiş olan ıssızlığı seçmiş, ve uygulamış; gayet etkin seçimler.  Bu resimlere bakarken üşüdüğümü ve ürperdiğimi hissettim; ama, bu ürperti, soğuktan değil, Soner Çakmak’ın bu görüntüler yoluyla telkin etmeyi başardığı yalnızlık ve ölüme kadar götürebilen çaresizlik düşünceleri yüzündendi.
   Resimlerdeki figürler, bazen Çakmak’ın kendisi, bazen de bizleri temsil ediyor; kapüşonlu ve pelerinli, hayalet görünüşlü, ve yüzleri görünmeyen figürlere herhangibir insanın yüzünü yerleştirmek mümkün; dahası, herhangibir izleyici bu karanlık alanlara kendi yüzünü de, kendi yalnızlığına, umutsuzluğuna, çaresizliğine, ve korkularına kapılarak yerleştirebilir. 
   Resimlerdeki bazı sırıklara bağlandığını gördüğümüz beyaz paçavralar, bu yollardan daha önce başkalarının da bu güçlükleri ve acıları çekerek geçmiş olduğunu ima ediyor.  Bazen, çarmıha gerilmiş insan gibi görünen korkuluklar, hem korkutuyor hem de korkuyorlar.  Bu yolla, Çakmak, korkanla  korkutanı yüzleştirmeyi amaçlıyor. 
   Kargalar konusunda halk arasında yaygın bazı hikâyeler ve atasözleri vardır, “besle kargayı, oysun gözünü” gibi.  Genelde, karga pek sevilmez; “korkuluk” sözcüğünün İngilizcesi, “scarecrow”, yani, “karga korkutan” demektir.  Tarlalara musallat oldukları için olsa gerek.  Ama, kargaların, kuşlar içinde hatta diğer hayvanlar içinde de maymunlardan sonra en zeki hayvan olduğu zoologlar tarafından kanıtlanmıştır.  Soner Çakmak’ın, bu kuşu, yine sembolik nedenle kullanmış olmasını, onların yokluğa, sıkıntıya, ve yalnızlığa dayanıklı olmaları nedeniyledir sanıyorum.  Resimlerde tanık olduğumuz yokluk sahnelerinde, kargalar, ne yapıp yapıp, yiyecek bulacak ve yaşamlarını sürdürebileceklerdir, ve bu gerçek, insanlar için de, bu koşullara rağmen, kurtuluş yolları olduğunu ima etmektedir.
   Çakmak, resimlerinde, görüntülenmesi zor olan soyut kavramlar üzerinde duruyor: umut, korku, yokluk, onur, sabır, yaşam mücadelesi, çaresizliklerin çektirdiği acılar gibi.  Bu duyguları, daha önce de yarattığı resimlerindeki palyaçoların gözlerinde okumak, insanların kulak şekillerinde, fizyonomilerinde görmek, hayvanların sembolik seçimlerinden sezmek mümkün.  Bu bakımdan, Çakmak’ın resimlerindeki çeşitli kapsam ve yoğunluk taşıyan sıra dışı metaforların üstünde dikkatle durmak ve onların şifrelerini çözmek gerekiyor; dolayısıyla, Soner Çakmak’ın eserlerini, sanat eğitimi almamış izleyicilerin anlaması biraz zor. 
   Soner Çakmak, kendisini resim sanatına cidden ve uzun vadeli olarak adamış bir ressamımız; resim yapmaya çocukken başlamış, Marmara Üniversitesi’nin resim sanatı bölümünden 2001’de mezun olmuş.  Yıllardır, devamlı olarak sanatsal resim üretiyor.  Büyük boyutlar, onu yıldıramıyor.  Sağlam ve ileri bir resim tekniğine varmış.  En önemlisi, resme anlam yüklemek “meydan okumasını (challenge)” yenmiş; soyut kavramları bile, varlığımızı sarsan sanatsal görüntüler haline getirebiliyor. 
   Soner Çakmak’ın resimlerinin, öncelikle, koleksiyoncularca rağbet göreceğini tahmin ediyorum.  Kendisinin, azimli ve resim sanatına derinden bağlı olması nedeniyle, resim yapmaya kesintisiz devam edeceğini varsayarsak, bu resimlerin güvenilir birer yatırım aracı olacağını söyleyebilirim.
   Resim sanatında Romantizm ve Sembolizm etkin birer ifade yolu olmakla beraber, Realizm, Abstrakt, Fovizm, Futurizm, İzlenimcilik gibi diğer ekollerin de ortaya çıkarak kalıcı hale gelmelerinin “görüntülerle iletişim sanatının” kapsam ve yoğunluğunun artmasında önemli rolü vardır.  Sanat eğitimi almamış izleyicilerle, resim sanatı yoluyla, iletişim kurabilmenin en etkin yolu da Realizm gereklerinin kullanılmasıyla mümkündür diyebiliriz.  Be nedenlerle, Soner Çakmak’ın, gelecekte, çeşitli ekollerin de gereklerini kullanacağını tahmin ediyorum.  “Kış Yolcusu” sergisini mutlaka izlemenizi, ve değerli ressam Soner Çakmak’ı, kendi sanatsal tatmin ve evriminiz için, yakın takibe almanızı önemle öneriyorum.

Sezer Aykan

Sanatlar eleştirmeni, MAC
Görsel sanatlar işletmecisi, MVAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder