SONER ÇAKMAK, RESSAM
21 Şubat 2012
Soner Çakmak, Sembolizm’i ve Romantizm’i benimsemiş bir
ressam. Bu nedenle, resimlerinde, metafor çeşitlerini (Synecdoche,
Metonymy), insanileştirme sanatını (hayvanlara, bitkilere, ve diğer varlıklara
insani özellikler yüklenmesi) sık sık kullanarak izleyiciyle iletişime girmeyi
amaçlıyor, ve bunu başarıyor. 24 Şubat---30 Mart 2012 sırasında
Artium Sanat Galerisi’nde sergilenecek olan “Kış Yolcusu” adlı resim sergisinde
yine aynı sanat ekollerinin gereklerini ustalıkla kullandığını gösteren 35
yağlıboya tablosu yer alıyor. Bu tabloların çoğunda, yaşam
mücadelesinin güçlüğünü, yaşamın getirebileceği yalnızlık ve umutsuzluk
duygularını, çeşitli nedenlerle yaşadığımız sıkıntıları, korkuları
görüntülemiş; başlıca metafor aracı olarak da, kalıcı olması nedeniyle artık
buz tutmaya başlamış olan ve yeryüzünü sanki amansız ve aralıksız bir katman
gibi kaplamış olan “kar örtüsünü” ve ufuklara kadar yerleşmiş olan ıssızlığı
seçmiş, ve uygulamış; gayet etkin seçimler. Bu resimlere bakarken
üşüdüğümü ve ürperdiğimi hissettim; ama, bu ürperti, soğuktan değil, Soner
Çakmak’ın bu görüntüler yoluyla telkin etmeyi başardığı yalnızlık ve ölüme
kadar götürebilen çaresizlik düşünceleri yüzündendi.
Resimlerdeki figürler, bazen Çakmak’ın kendisi, bazen de
bizleri temsil ediyor; kapüşonlu ve pelerinli, hayalet görünüşlü, ve yüzleri
görünmeyen figürlere herhangibir insanın yüzünü yerleştirmek mümkün; dahası,
herhangibir izleyici bu karanlık alanlara kendi yüzünü de, kendi yalnızlığına,
umutsuzluğuna, çaresizliğine, ve korkularına kapılarak yerleştirebilir.
Resimlerdeki bazı sırıklara bağlandığını gördüğümüz beyaz
paçavralar, bu yollardan daha önce başkalarının da bu güçlükleri ve acıları
çekerek geçmiş olduğunu ima ediyor. Bazen, çarmıha gerilmiş insan
gibi görünen korkuluklar, hem korkutuyor hem de korkuyorlar. Bu
yolla, Çakmak, korkanla korkutanı yüzleştirmeyi amaçlıyor.
Kargalar konusunda halk arasında yaygın bazı hikâyeler ve
atasözleri vardır, “besle kargayı, oysun gözünü” gibi. Genelde,
karga pek sevilmez; “korkuluk” sözcüğünün İngilizcesi, “scarecrow”, yani,
“karga korkutan” demektir. Tarlalara musallat oldukları için olsa
gerek. Ama, kargaların, kuşlar içinde hatta diğer hayvanlar içinde
de maymunlardan sonra en zeki hayvan olduğu zoologlar tarafından
kanıtlanmıştır. Soner Çakmak’ın, bu kuşu, yine sembolik nedenle
kullanmış olmasını, onların yokluğa, sıkıntıya, ve yalnızlığa dayanıklı olmaları
nedeniyledir sanıyorum. Resimlerde tanık olduğumuz yokluk
sahnelerinde, kargalar, ne yapıp yapıp, yiyecek bulacak ve yaşamlarını
sürdürebileceklerdir, ve bu gerçek, insanlar için de, bu koşullara rağmen,
kurtuluş yolları olduğunu ima etmektedir.
Çakmak, resimlerinde, görüntülenmesi zor olan soyut
kavramlar üzerinde duruyor: umut, korku, yokluk, onur, sabır, yaşam
mücadelesi, çaresizliklerin çektirdiği acılar gibi. Bu duyguları,
daha önce de yarattığı resimlerindeki palyaçoların gözlerinde okumak,
insanların kulak şekillerinde, fizyonomilerinde görmek, hayvanların sembolik
seçimlerinden sezmek mümkün. Bu bakımdan, Çakmak’ın resimlerindeki
çeşitli kapsam ve yoğunluk taşıyan sıra dışı metaforların üstünde dikkatle
durmak ve onların şifrelerini çözmek gerekiyor; dolayısıyla, Soner Çakmak’ın
eserlerini, sanat eğitimi almamış izleyicilerin anlaması biraz zor.
Soner Çakmak, kendisini resim sanatına cidden ve uzun
vadeli olarak adamış bir ressamımız; resim yapmaya çocukken başlamış, Marmara
Üniversitesi’nin resim sanatı bölümünden 2001’de mezun
olmuş. Yıllardır, devamlı olarak sanatsal resim
üretiyor. Büyük boyutlar, onu yıldıramıyor. Sağlam ve
ileri bir resim tekniğine varmış. En önemlisi, resme anlam yüklemek
“meydan okumasını (challenge)” yenmiş; soyut kavramları bile, varlığımızı
sarsan sanatsal görüntüler haline getirebiliyor.
Soner Çakmak’ın resimlerinin, öncelikle,
koleksiyoncularca rağbet göreceğini tahmin ediyorum. Kendisinin,
azimli ve resim sanatına derinden bağlı olması nedeniyle, resim yapmaya
kesintisiz devam edeceğini varsayarsak, bu resimlerin güvenilir birer yatırım
aracı olacağını söyleyebilirim.
Resim sanatında Romantizm ve Sembolizm etkin birer ifade
yolu olmakla beraber, Realizm, Abstrakt, Fovizm, Futurizm, İzlenimcilik
gibi diğer ekollerin de ortaya çıkarak kalıcı hale gelmelerinin “görüntülerle
iletişim sanatının” kapsam ve yoğunluğunun artmasında önemli rolü
vardır. Sanat eğitimi almamış izleyicilerle, resim sanatı yoluyla,
iletişim kurabilmenin en etkin yolu da Realizm gereklerinin kullanılmasıyla
mümkündür diyebiliriz. Be nedenlerle, Soner Çakmak’ın, gelecekte,
çeşitli ekollerin de gereklerini kullanacağını tahmin ediyorum. “Kış
Yolcusu” sergisini mutlaka izlemenizi, ve değerli ressam Soner Çakmak’ı, kendi
sanatsal tatmin ve evriminiz için, yakın takibe almanızı önemle öneriyorum.
Sezer Aykan
Sanatlar eleştirmeni, MAC
Görsel sanatlar işletmecisi, MVAM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder